-TR
Ay kaçın deli geldi ahahahah. Herkese seeeeeeeeeeeeelllllllllaaaaaaaaaaaammmmmmmmm! Rezene çayımı aldım bilgisayarın başına geçtim. Sanırım artık yazmaya hazırım. Aslında gözlüğümü de taksam iyiydi ama kalkıp ders çalışma gözlüğümü almaya üşendim. Bilgisayar masamdaki diğer gözlüğümü de takasım gelmedi kombinime uymuyo. Benimki de dert işte görüyor musun? ahahahah. Beyoncé'in de dediği gibi güzellik acıtır asko.
Sanırım bugünlerde manik dönemimi yaşıyorum. Enerjimde bir artış var gamsızlığım arttı para harcamam arttı. Geçen hafta sevgilimden ayrıldım. Normal şartlarda baya takılı kalırdım. Bu günlerde uğruna ağlıyorum ama üzgün kalamıyorum. Sanki hiçbir şey olmamış gibi en sevdiğim setlisti açıp dans ederek iş yapıyorum. Ya da arkadaşlarımla abartı bir şekilde eğleniyorum. Üzgün Yusuf'un yapacağı şeyler değil bunlar. Ama bu duruma da takılı kalamıyorum. Sürekli ağlayacak halim de yok yani. Aslında sebepsiz ağlasam güzel olurdu. Gözyaşı cildi parlatıyor ve temizliyor. Ay tek derdin bu olsun be Yusuf.
Biliyorsunuz ki dün bir gayretle 7 günlük bir challenge başlattık. Bugün de bu sürecin ikinci günü. Biraz hızlı bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum. Çok konuştuğum bir post yayınladım. Bugünkü yazımda buna dikkat edip daha az konuşacağım falan dememi bekliyorsanız sürpriz yine çok konuşucam ahahah. Son birkaç aydır yazma konusunda berbattım. Çünkü hayatım genel olarak berbattı. Hayatımda herhangi bir sorun yoktu. Tek sorun ben ve psikolojik olarak zayıf olmamdı. Nasıl bu kadar düşük olabildiğimi bilmiyorum. Sanırım bu durumdan biraz keyif alıyordum. Çünkü iyileşmek için hiçbir şey yapmıyordum. Tek yaptığım şey sürekli arkadaşlarımla buluşmak ve onların da modunu düşürmekti. Gerçekten depresyondayken Harry Potter'daki ruh emicilere dönüşüyorum. Yaşama sevinciyle alakalı olan her şeyi bir anda yok ediyorum ve umutsuzluk saçıyorum. Ay ne çekti be arkadaşlarım benden. Neyse ki artık bunun farkındayım. Kuyruğu dik tutma politikamı bu konuda da kullanmaya çalışacağım. Ama fazla da eğilemem çünkü tacım düşer guuuuuuuurrrrrrrrlllll.
Bugünün konusu hobilerimizle alakalı. Önceden sorulsaydı madde madde döşerdim şu hobim var bu hobim var diye. Ama bu sene hiçbir hobim kalmadı diyebilirim. En büyük hobim yemek yemek. Gittiğim yerlerde farklı şeyler denemeyi seviyorum. Eğer bildiğim bir mekansa da menüyü inceliyorum. Daha önce yemediğim bir seçeneği sipariş ediyorum. Hayatımda, tercihlerimde ne kadar farklılık yaparsam bu bana o kadar iyi geliyor bence. Farklılıkların insanıyım desem yeridir. Farklılık hoşuma gidiyor. Çoğu zaman bu başıma bela açsa da bundan vazgeçmiyorum. Tek renkli bir dünya hiç bana göre değil. S I K I C I.
Bir hobi sayılır mı bilmiyorum ama arkadaşlarımla buluşmayı ve gezmeyi de çok seviyorum. Gezme konusunda her zaman birkaç planımız oluyor. Meltem önceden mekanları araştırır ve şurası güzel burası güzel diye yorumlar. Daha sonra şuraya gideceğiz buraya gideceğiz der. Grubun organizatörü Meltem diyebilirim. Ona bu konuda çok güveniyoruz. Çünkü gerçekten şu ana kadar hiç yanılmadı. Götürdüğü yerlerden hep memnun kalarak ayrılıyoruz.
Bu fotoğraf da dün çektiğim bir fotoğraf. Yine arkadaşlarımla buluşmak için bir yerlere gidiyordum. Ama bu sefer amacımız gezmek değil ders çalışmaktı. Arkadaşlarımın bütünleme sınavları var. Benim de malum önümde üniversite sınavı var. Gezmeye biraz ara vermemiz gerektiğini ve ders çalışmak istediğimi söyledim. Bu isteğim karşısında şaşırsalar da hemen kabul ettiler. Çünkü onlar da durumun ciddiyetinin farkında. Ayrıca fotoğraftan da anlaşıldığı üzere dibim gelmiş. Yakın zamanda yeniden saçımı açmam muhtemel. Bu sefer kaşlarımı da açacağım. Benim gibi orijinal sarışın olmak çok zor. Sarışınlığımın bedelini çok ağır ödüyorum.
Son hobim de cilt bakımı sanırım. Bu çok uzun süredir yaptığım bir şey değil. Son birkaç aydır yapıyorum. Kilo aldım ve cildim bozuldu. Ya yediğim şeylere dikkat edecektim ya da cildime. Ben cildime dikkat etmeyi seçtim. Çünkü kolay olan buydu ahahah. Haftada bir hologram maske veya kil maskesi kullanıyorum. Kil maskesi cildimi çok iyi temizliyor. Özellikle makyaj yapan biriyseniz tonikle temizlemek bazen yetmeyebiliyor. Kil maskesinin sevmediğim tek yanı yıkıyorum yıkıyorum çıkmıyor. Yemin ederim Keban Barajı falan lazım kil maskesinden aranmak için ya. En sonunda dayanamayıp peçeteyle yüzümü siliyorum. Aslında bu cilt açısından hiç sağlıklı bir şey değil. Çünkü mikro çizikler oluşmasına sebep oluyor. Ama yine de iflah olmuyorum. Maskeden sonra cildi nemlendirmekte de fayda var. Bu her maske için geçerli ama kil maskesi diğer maskelere göre cildi biraz daha fazla kurutuyor. Bu yüzden senelerdir vazgeçemediğim nemlendiriciyi kullanıyorum. Neutrogena nemlendirme işinde çok iyi bence. Loreal de iyi ama Neutrogena daha ucuz olduğu için tercihim o oluyor. İlerde fazla para kazanırsam Lamer'e geçiş yaparım artık :D. Beyoncé gerçekten doğru söylüyo pretty hurts annecim ya.
Sanırım hobilerim bu kadardı. Hobi kavramı kişilerin algısına göre değişebilir bence. Kimisi için sürekli yapılan şeyler olabilir kimisi için de düzenli olarak yapılan şeyler. Benim düşünce yapıma göre periyodik olarak yapılan şeyler bir hobidir. Yine aşırı gerekli bir bilgi verdim. Ay ne boş yaptım ya. Her neyse bugünlük benden bu kadardı. Üçüncü günün gönderisinde görüşürüz. Hadi kaçtım ben baaaaaaaaaaaaiiiiiiiiyyyyyyyyy!
-Tüm fotoğraflar bana aittir.
For the best experience view this post on Liketu